30 Aralık 2009 Çarşamba

Çıkarım senle her yola!




Sonunda Bengisu da otomobil konforuna kavuştu. Arabaya bindiğimiz anda çığlık çığlığa kucak isteyen kız gitti, yol boyunca sakin sakin oturan, kimi zaman dışarıda gördüklerini hayret ederek gösteren, kimi zaman uyuklayan uslu mu uslu bir kız geldi.

Oooo!



Bengisu'nun ayna karşısında geçirdiği zamanlardan biri. Önce tarakla saçlar tarandı sonra tarak telefon yapılıp dakikalarca konuşuldu. Bir de öyle güzel konuşuyor ki kendi kendine. Hayretler, kahkahalar... Taklitçi kuşum benim...

16 Aralık 2009 Çarşamba

Ağaç yaşken eğilir.




Diş fırçalamamız nedense Bengisu'ya komik gelirdi ve bizi hep ilgiyle izlerdi. Şimdi o da eline alıyor diş fırçasını akşamları ailece diş fırçalıyoruz. 2 dakika.

(Bu arada Bengisu'nun resimlerini eleyememek gibi bir hastalığım oldu. Ne 1 tane seçebiliyorum, ne diğerlerini elemeye kıyabiliyorum.)

8 Aralık 2009 Salı

Bütün bebekler toplandık

Bu cumartesi Bengisu, kendisi gibi Kasım doğumlu 7 arkadaşıyla buluştu. Yedi cüceler ve pamuk prenses misali, arkadaşları ordan oraya koşturdu, Bengisu da annesinin kucağında onları izledi :) Kah yürümelerini kıskandı kah annesinin elinden tutarak o da yürümeye çalıştı. Ama bu buluşma Bengisu'ya çok iyi geldi. Hem sosyalleşti, hem yürümek için daha da bir gayretlendi. Bu arada biz anneleri de daha da bir kaynaştırdı.

Buluşmamızdan kareler:


İkiz olsalar nasıl olurdu :)


Grubun tek yürümeyen üyesini annesi tutuyor


Bengisu ve Batu tanıştı, Bengisu'nun ayakkabısı çıktı



Bengisu ayakkabısını almaya çalışıyor


Ömer Kaan ve arkadaki Banusu


Duru


Bengisu yemek yememekte kararlı görünüyor


Batu'nun mama kavanozunu kaptı işte


İlke, Batu, anneleri ve biz


Banusu ile oyun oynarken


Bu oyuncağa bebekler bayıldı


Banusu'nun doğumgünü mü yoksa?


Banusu ve İlke


Anneler çook önceden kaynaşmıştı

4 Aralık 2009 Cuma

Domuz Gribi Aşısı olduk

Bir tarafım hala yaptırmasak mı derken babamız bu sabah kapmış götürmüş Bengisu'yu aşıya... Şu ana kadar herhangi bir yan etki yokmuş, keyfi de gayet yerindeymiş... 40 derece ateşlerle mi yatması yoksa aşı olması mı iyi derken aşıda karar kaldık ailece. Domuz gribi aşısıyla ilgili söylenen tüm spekülasyonlara kulaklarımızı kapayarak.

Abuuu!

Çorap, telefon, biberon, havuç, salatalık, oyuncak bebek, ahşap küpler... eline geçen ne varsa kulağına götürüp "abuuu" diyor Bengisu bugünlerde. Abu'nun tercümesi "alo" bu arada :)

25 Kasım 2009 Çarşamba

Sonunda göbeğimizi gömdük.



Tam 1 yıldır çantamda boş bir selpak mendil poşetinin içinde 2 göbek bağı gezdirdim durdum. Biri Bengiş'in, diğeri 6 yaşındaki kuzeni Kağan'ın. Bu arada göbekleri gömmeyi planladığım yere belki 20 kere gittim ama her defasında çantamda göbeklerle eve geri döndüm. Sonunda geçen pazar, hadi göbekleri gömelim diye evden çıktık ve Boğaziçi Üniversitesi'ndeki saatli binanın karşısındaki ağacın dibine 2 göbeğimizi de gömdük. Göbeği nereye gömülürse oradan mezun olur demişler. Umarız ikisi de büyüyünce başarılı birer insan olurlar.

Emziği bıraktık!

Bengisu 1 yaşına girdikten sonra emziği bıraksak mı dememizle beraber emziği bırakmamız bir oldu. Aslında bu kararda Bengisu'nun hassas cildine sonunda emziğin de alerji yapması etkili oldu. Bu arada Bengisu hiç de emzik bağımlısı değilmiş onu anladık. Hatta öyle ki emzik bağımlısı olan bizlermiymişiz diye kendimize sormadan edemedik. Her ihtiyaç duyduğunda kolay yolu seçip ağzına emziği vermek olsa olsa ebeveyn alışkanlığı olur zaten. Şimdi biz bu alışkanlığı yendik. Sırada Bengisu'nun emerek ve sallanarak uyuma alışkanlığını yenmek var. Kolay gelsin hepimize...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Makarnacı




Telefonu çalınca babası makarna tabağını sehpaya bırakıp telefonu açmaya gitmiş. O anı gözeten Bengisu da hemen tabağı devirmiş ve hüp hüp makarnaları yiyivermiş. Tabaktan biz yedirmeye çalışsak öyle iştahla yemez, yere dökülünce daha mı lezzetli oluyor ne :)

17 Kasım 2009 Salı

İlk yaşgünümüz








Bengisu ne zaman doğdu da ilk yaşgününü kutladık?.. İlk ne zaman kucağıma aldım, ilk kahkahasını ne zaman duydum, ilk ne zaman anne - baba dedi?.. Son 1 yılda yaşadığım o kadar çok mutluluk var ki, bunların hepsi 1 seneye mi sığdı inanmak mümkün değil. Bize göre kısacık 1 yıl; ona göre dünyayla, yaşamla ilgili milyon tane şey öğrendiği koskoca 1 yıl... Daha nice yıllara biricik kızım. Sevdiklerinle, sevenlerinle...

Çekmeyin lütfen!!

12 Kasım 2009 Perşembe

xcy??bn

Bengisu'nun telefonu eline alıp da orayı bırayı araması zaten olağan bir şeydi. Olağan olmayan geçen gün hiç de samimi olmayan bir tanıdığımızdan "xcy??bn bu ne?" şeklinde mesaj almamız oldu. Önce biz de anlam veremedik ama sonradan anladık ki bizim teknoloji kurdu miniğimiz sonunda sms göndermeyi de başarmış. Tuş kilidi, tuş kilidi!

Doğumgününe 5 kala hastalandık

2 gecedir nerdeyse uyku nedir unuttuk. Gece şiddetlenen öksürük, nefes aldırmaz derece tıkalı burun ve hır hır hırlayan göğüs. İşin kötüsü burun açıcı sprey ya da öksürük şurubu içirmek tam bir işkence. Eğer karnı birazcık doluysa öksürük şurubunun kokusu bile her şeyin dışarı çıkmasına neden oluyor. İlaçlarını içemeyince bizim minnoş da bir türlü iyileşemiyor. Dün götürdü babası doktora, doktoru alerjik bronşit olabilir demiş, ilaçlarını içsin cumartesi kontrole gelsin demiş. Zorla içirmeye çalışıyoruz ilaçlarını, bir an önce iyileşsin diye. Hasta hasta doğumgünü bebeği de olunmaz ki...

2 Kasım 2009 Pazartesi

Aç televizyonu kızım!

Bugünlerde bizim evde en çok söylenen söz "aç televizyonu kızım" olsa gerek. Ne seyredersek seyredelim, en heyecanlı yerinde bizim tırtıl gidip televizyonu kapatıyor. Yok diyelim televizyonun önüne engeller koyduk ulaşamasın diye bu sefer de kumandadan kapatıyor. Tamam biliyoruz, televizyon zararlı ama en heyecanlı yerinde kapatmak da olmaz ki?!

Uyurken kafası terleyen kız



Doğumgünü davetiyemiz

23 Ekim 2009 Cuma

17 Ekim 2009 Cumartesi

11 aylık olduk!

İlk doğumgünümüze geri sayım başladı:) Biz kızımıza nasıl bir doğumgünü yapsak diye düşünürken Bengisu da yaşgününe yürüyerek girmek için çabalayıp duruyor... Son 1 aydır orta sehpaya tutunarak ayakta durmak, sıralamak, emekleyerek (daha doğrusu komando gibi sürünerek) gezinmek Bengisu'nun en büyük hobileri. Bu arada kızımızın el becerileri de oldukça gelişti. Kumandayı düğmesine basarak televizyonu kapatabiliyor (babaannesi öğretmiş), ışığı yak kızım deyince elektrik düğmesine basabiliyor (babası öğretti). Göbek, burun, el, ayak göster sorularına cevap verme çalışmalarına ise hala devam...

Erkek çocuğu!



Pür dikkat televizyon izlerken...

12 Ekim 2009 Pazartesi

Süt sarhoşu

Doğduğu günden bu yana anne sütünden başka süt türevi ne varsa reddeden Bengisumuz dün ilk defa, hadi bi de bunu deneyelim diyerek aldığımız Nestle Devam Sütü'nü içmeyi kabul etti :) Hem de öyle bir içmek ki gece yatmadan önce 200 ml'yi kafaya dikti ve sütten mi desek mutluluktan mı desek sarhoş oldu. Bütün akşam bana bakıp bakıp kikirdedi. Acaba o kadar sütü anne sütü mü sandı da teşekkür etmeye mi çalıştı anlamadım :) Bu arada bende sütler acayip kesattı, kızım ilk defa süte doydu ona da çok sevindim. İnek sütüyle beraber Bengiş'in ve benim hayatımızda da bir ilk yaşandı. İlk defa dün gece kızımız anne sütü almadan uykuya daldı. Bengiş'in her zaman kollarımda uyuyakalmasına alışmış olan beni bir hüzün kapladı. Minik kızım acaba annesinden ve o çok sevdiği memesinden uzaklaşmaya mı başladı?

5 Ekim 2009 Pazartesi

Abidiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiigg!

Bengisu kaç gündğr taktı, abidiiiggg diyo başka bir şey demiyo. Abidig gubidig konuşma bu olsa gerek!

30 Eylül 2009 Çarşamba

28 Eylül 2009 Pazartesi

İlk çocuk hastalığımız


İlk çocuk hastalığımızı kurban bayramında geçirdik. 4 gün bir türlü düşmeyen inatçı bir ateş arkasından boyun ve yüz başta olmak üzere tüm vücutta görülen kırmızı noktacıklar. 6. hastalık deniyormuş buna. Bayramdan pek bir şey anlamadık ama bayram sonu Bengisumuz eski sağlığına kavuştu ya ona sevindik...



Hasta da olsa İzmir'e gitmişken kumsalın tadını çıkarmayı unutmadı Bengisu. Babaannesi ile dalgalarla oynadı, babasının kollarından havalara uçtuı, kumsalda yürüme egzersizi yaptı...

16 Eylül 2009 Çarşamba

Öpüldünüz, 10 aylık oldum :)

Bengisu'nun 10. ay sürprizi öpücük oldu :) Daha önceki öpücük gönderme çalışmalarımız elin ağıza götürülmesi ve avuç içinin dakikalarca yalanmasıyla sonuç bulsa da kızımız dün, yani tam 10 aylık olduğu gün bu işi çözüverdi :) Yalnız Bengiş'in öpücüğü dudaklarını tam bükemediğinden olsa gerek hafif ağız şapırdatmaya benziyor :)

Diğer 10. ay gelişmelerimiz ise şöyle;
Göbeğin nerde sorusuna eliyle göbeğine pat pat yaparak cevap veriyor
Elinden tuttuğumuzda kocaman adımlar atıyor
Ayağa kalkmaya çalışıyor ama henüz başaramıyor
Emekleme çalışmalarına devam
Suya "ma" diyor...

8 Eylül 2009 Salı

Bal gibi de benziyor!



Kaş, burun, dudak, sima... Hık demiş babasının burnundan düşmüş bence!

Çocukluk arkadaşları



Babamızın çocukluk arkadaşının çocuğu Demir, Bengisu'nun da çocukluk arkadaşı olma yolunda :) Bu arada arabaları da bir örnek :)